Boğulmak

Boğulmak: Fiziksel ve Psikolojik Boyutlarıyla Bir Mücadele

Boğulmak kelimesi genellikle suyla ilişkilendirilse de, aslında çok daha derin anlamlar taşır. İnsan sadece suyun içinde değil, hayatın içinde de boğulabilir. Kimi zaman sorumluluklar, kimi zaman duygular, kimi zaman da içinde bulunduğumuz durumlar nefes almamızı zorlaştırabilir. Bu yazıda hem fiziksel hem de psikolojik boğulma kavramlarını ele alacağız.

Fiziksel Boğulma: Su Altında Kalan Bir Nefes

Fiziksel boğulma, vücudun oksijensiz kalmasıyla yaşanan hayati bir durumdur. Genellikle suya batma sonucu ortaya çıkar, ancak duman, gaz ya da solunum yollarını tıkayan bir cisim de boğulmaya yol açabilir.

Boğulma Anında Ne Olur?

  • İlk olarak, panik başlar. Kişi hızla nefes almaya çalışır ama su veya yabancı bir madde solunum yollarını tıkamış olabilir.
  • Oksijen azaldıkça bilinç kaybı yaşanır.
  • Eğer müdahale edilmezse, beyin oksijensiz kaldığı için ciddi hasarlar meydana gelir ve ölüm riski oluşur.

Boğulmayı Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

  • Yüzme bilmek: Yüzme, boğulma riskini büyük ölçüde azaltır.
  • Denize veya havuza yalnız girmemek: Acil bir durumda yardım alabilmek için tek başına olmamak önemlidir.
  • Panikten kaçınmak: Suya düşüldüğünde panik yapmak yerine sırt üstü yatıp nefes kontrolü sağlamak hayat kurtarıcı olabilir.

Psikolojik Boğulma: Hayatın Ağırlığı Altında Ezilmek

Fiziksel boğulma kadar tehlikeli bir diğer boğulma türü de psikolojik boğulmadır. İnsan bazen duyguların, düşüncelerin ve yaşadığı olayların içinde kaybolmuş gibi hisseder. Nefes almak zorlaşır, zihni bir baskı sarar ve çıkış yolu bulunamaz gibi görünür.

Psikolojik Boğulmanın Belirtileri:

  • Sürekli bir kaygı ve baskı hissi
  • Günlük hayatta nefes almakta zorlanıyormuş gibi hissetmek
  • Zihnin sürekli geçmişe veya geleceğe takılması
  • Duygusal olarak tıkanmış ve çaresiz hissetmek

Bu Hisle Nasıl Başa Çıkabiliriz?

  • Duyguları kabul etmek: Boğulduğunu hissettiğinde ilk adım, bunu inkâr etmemek ve kendine dürüst olmaktır.
  • Nefes egzersizleri yapmak: Fiziksel olarak rahatlamak zihni de sakinleştirir.
  • Konuşmak: Birine hissettiklerini anlatmak, içindekileri paylaşmak boğulma hissini hafifletebilir.
  • Kendine zaman tanımak: Her şeyin bir anda düzelmesini beklemek yerine, küçük adımlarla ilerlemek gerekir.

Boğulmamak İçin Nefes Almayı Unutma

Hayatta bazen gerçekten nefessiz kaldığımızı hissederiz. Ama unutulmaması gereken şey şu ki, her boğulmanın bir çıkış yolu vardır. Su altındaysak yukarı yüzebiliriz. Hayatın içinde boğuluyorsak, durup derin bir nefes alabilir ve kendimize bir çıkış yolu yaratabiliriz. Çünkü ne kadar zor olursa olsun, insan hep yeniden nefes almayı öğrenebilir.

Eğer sen de bazen boğulduğunu hissediyorsan, yalnız olmadığını bil. Nefes almak için kendine izin ver. Çünkü her fırtına geçer ve ardından mutlaka güneş doğar.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir motivasyon

Arkadaşlar herkese merhaba. Öncelikle bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür etmekle başlamak istiyorum. Birçok kişi yapmak istediği şeyleri, hedeflerini yarıda bırakıyor bunun sebebi ise belirli bir disipline sahip olmamamız.  Peki neden bir disipline sahip olamıyoruz? — Birçoğumuz bir şeye başladığımızda kısa sürede gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Örneğin bir öğrenci ders çalışmaya başladığında hemen gözle görülür bir etki istiyor. Ancak bir haftanın sonunda gözle görülür bir etki olmadığını fark ettiğinde yaptığı programı bir kenara atıyor ve çalışmayı bırakıyor. Halbuki düzenli çalıştığı zaman gözle görülür bir etki olacak ancak biz disipline değil motivasyona odaklandığımız için bu etki pek mümkün olmuyor. Disiplin hiçbir zaman kısa sürede elde edilen bir özellik değildir. Burada önemli olan motivasyonumuz ne kadar düşük olursa olsun pes etmemek. Başlarken bir karar aldık mı, evet aldık. Peki şimdi neden pes etmek istiyoruz. Neden olmuyor diyerek kendimizi yıpratıyoruz. Bu konu ile ...
Devamı

Ölüm korkusu ile başa çıkmak

Ölüm, insanlık tarihinin en büyük ve en bilinmez gerçeğidir. Kimi insanlar ölümden korkmazken, kimi insanlar bu gerçekle her an yüzleşme korkusunu içinde taşır. Ölüm korkusu, "tanımadık bir şey"e karşı duyulan doğal bir tepki olarak ortaya çıkabilir, ancak bazen bu korku, yaşamın kendisini bile etkileyebilir. Peki, ölüm korkusunu nasıl atlatabiliriz? Ölüm korkusunun üstesinden gelmenin ilk adımı, ölümün hayatın doğal bir parçası olduğunu kabul etmektir. Her canlı bir gün ölecek ve bu, yaşamın bir döngüsüdür. Bu kabul, ölüm fikriyle barışmanıza yardımcı olabilir. Ölümün kaçınılmaz olduğunu anlamak, korkunun yerine huzur getirebilir. Ancak bu, ölümün korkulacak bir şey olduğu anlamına gelmez; aksine, ölümden korkmamızın asıl sebebi bilinmezliktir. Bazen ölüm korkusu, geleceği ve bilinmeyeni düşünmekten kaynaklanır. Ancak yaşamı bir anı yaşamak olarak görmek, bu korkuyu hafifletebilir. Anın kıymetini bilmek, o anı yaşamak ve ölümün getireceği belirsizliğe değil, şu anın güzell...
Devamı

Ego

Ego: Benliğin Gücü mü, Zayıflığı mı? Ego, psikolojide en çok konuşulan ve en yanlış anlaşılan kavramlardan biridir. Kimi zaman özgüvenle karıştırılır, kimi zaman kibirle eş tutulur. Peki, gerçekten ego nedir? Bize zarar mı verir, yoksa yaşamımızda bir denge unsuru mu olmalıdır? Bu yazıda, egonun ne olduğunu, nasıl kontrol edilebileceğini ve insan hayatındaki rolünü ele alacağız. Ego Nedir? Ego kelimesi Latince "ben" anlamına gelir ve psikolojide insanın kendilik algısını ifade eder. Sigmund Freud'a göre, ego zihnimizin bilinçli kısmıdır ve id (içgüdüler) ile süperego (ahlaki değerler) arasında dengeyi sağlar. Bunu bir metaforla açıklayalım: İd (Alt Benlik): Çocuk gibi hareket eder, sadece isteklerini önemser ve anlık hazlar peşindedir. Süperego (Üst Benlik): Toplumun kurallarını, ahlaki değerleri temsil eder, bireyi "doğru" olanı yapmaya yönlendirir. Ego (Benlik): Bu ikisi arasında denge kurarak kişinin hayatta kalmasını ve uyum sağlamasını sağlar. ...
Devamı